Fiziksel ve toplumsal mücadele
Henüz 11 senedir evli olduğu eşini kaybeden Mary, hastalığı sebebiyle işini de kaybetmiştir. 4 çocuğunu tek başına büyütmek zorunda kalan Mary, fiziksel görünümü sebebiyle iş bulamadığı gibi, birçok insanın hakaretine de maruz kalmıştır. Maddi açıdan güçlük çektiği bir dönemde, fiziksel görünümünü kullanabileceği “Dünyanın En Çirkin Kadını” adlı yarışmayı duymuş ve katılmaya karar vermiştir. Yarışma günü sahneyi tıka basa dolduran seyircilerin kahkahaları arasında tedirginlikle etrafına bakan Mary, vazgeçecekken aklına gelen çocuklarından dolayı yarışmada kalmış ve 250 kişiyi eleyerek yarışmayı kazanmıştır. Birçok gazetede, aldığı yüksek ödülle birlikte hayatı da değişen Mary’nin fiziksel görünümü hakkında alay edici yazılar yayımlanmıştır.
Mary, 1920 yılında Amerika’da, Coney Adası’nın Dreamland eğlence parkında çalışmaya davet edilmiştir. Teklifi kabul ederek çocuklarını büyütmek ve okutmak için sirkte yıllarca seyircilerin tiksinti dolu bakışlarına katlanmıştır. Olduğundan daha korkunç görünmesi için Mary’e, erkeksi ve fiziksel sorunlarını ön plana çıkaran kıyafetler giydirilmiştir. Günümüzde birçok tepki toplayan bu gösteriler, filmlere de konu olmuştur. 1932 yılında çekilen Freaks filmiyle ortaya koyulan dönem baskısı eleştirilmiş ve birçok araştırmacı tarafından türlü makalelere konu edilmiştir.
“Dünyanın en çirkin kadını”
Mary, sadece gösterilere konu edilmekle kalmamış, aynı zamanda kendisinin yakın plan çekimlerinin olduğu kartlar basılmaya başlanmıştır. Bu doğum günü kartları, Mary için maddi bir gelir oluştursa da üzerinde “Dünyanın En Çirkin Kadını” başlığını taşıdığı ve alay içerdiği için kendisini rahatsız etmiştir fakat Mary, çocuklarının eğitimi için bu duruma göz yummuştur.
Hallmark Cards tarafından üretilen kartları, İngiltere’deki bir mağazada gören Hollandalı bir doktor, akromegali olduğu için çirkin olan kadınla dalga geçmenin uygun olmadığını belirterek şirketi şikâyet etmiş ve şikâyet üzerine kartların dağıtımı durdurulmuştur.
Hastalığının tedavisi bulunmayan Mary, hayatının geri kalanının çoğunu Amerika’daki sirkte geçirmiştir. 1925’te bir sergiye katılmak için Paris’e gitmiş ve bu sayede, çocukluğunu geçirdiği Avrupa’ya uzun zaman sonra bir kez daha dönme şansı bulmuştur. 1927’de, Time dergisine hastasının çirkinliğiyle alay etmeleri hakkında bir şikâyet mektubu yazan ünlü beyin cerrahı Harvey Cushing’in hastası olmuştur. Hastalığından dolayı hayatının kısaldığı söylenen Mary, 1933’te 59 yaşında hayata gözlerini yummuştur.